16 Ergebnisse.

Pamuk tarlalari yagmuru yiyince öksüz cocuklarin, yalniz onlarin bulundugu bahceye döner. Tümünün ak yüzleri yere egik. Tüy kalemlere benzeyen, yapragini dökmüs kavaklar, uzakta kücük, daracik bir yolun yan duvarin ciziyor. Yagmur da apartman gibi degildir, kar da. Yolunu kesmez insanin, aciklik duyumunu bozmaz, özgürlügünü sinirlamaz. Simdi, su anda, bu otobüsün üstünde gökyüzü var, desem kim inanir Gökyüzü öylesine uzak ki Teller, direkler a...

Yildizlarin Suya Döküldügü, usta edebiyatci Feyza Hepcilingirlerin okurlar tarafindan ilgiyle izlenen Türkce Günlükleri. Bu yazilar, birer kezden fazla okunmayi, üstünde düsünülmeyi, tartisilmayi hak ediyor.Türkcenin degerini, zenginligini ve tadini yitirmemesi icin düsünen, calisan, yazan Hepcilingirler, yasamdan ve edebiyattan örnekler tasiyor okurlarina. Bu nedenle bu kitap kuru bir edebiyat ve dil dersi vermek yerine, bir edebiyatcinin can...

Salt bir iletisim araci olarak görmeye zorlansak da, dilimiz aslinda var olusumuzu besledigimiz en önemli kaynak. Dilimizle dile gelmeden önce dilimizle düsünüyor, hatta dilimiz kadar düsünüyoruz. Duygularimizi, kavramlari adlandirabildigimiz, anlatabildigimiz ölcüde taniyoruz cünkü. Bu nedenle gercek anavatanimiz dilimiz belki de. Ancak günümüzde öteki diller gibi Türkce de sürekli bir saldiri altinda. Yalnizca yabanci dillerden zorla sokulan...

Keine Beschreibung.

Türkceye en cok emek veren aydinlarimizdan biri olan Feyza Hepcilingirler, Türkce Günlüklerinin bu ücüncü cildinde, Türkcenin sorunlarini tartismaya, günlük yasamdaki kullanimlarina ayna tutmaya devam ediyor. Rüzgarin Göge Savurdugu, bugünün Türkiyesini dilimize nasil yansidigini dile getirirken, son yillarda yayimlanmis cesitli türlerdeki kitaba deginiyor, siirlerle, öykülerle, anilarla zenginlesiyor. Türkiyenin dört bir kösesinden seslenen T...

Feyza Hepcilingirlerin, kazanmaktan en cok onur duydugu ödüle, Sait Faik Hikaye Armaganina 1985 deger görülen kitabi Eski Bir Balerin, son ceyrek yüzyilin en iyiöykü kitaplarindan biri.Degisenin icinde degismeyeni yakalamis, evrensele giden yolun isigini bulmus, oya gibi bir dil ve carpici bir anlatimla, insani icinden kavrayarak anlatan öyküler bunlar.

Ben olsam bu kitabi okur muydum Yayimlamayi düsündügüm her kitap icin kendime sordugum soru budur. Günlük okumayi seviyorsam bu kitap bana sicak gelecektir. Dile özel ilgim varsa, Türkceyle ilgili konulari konusmaktan, tartismaktan hoslaniyorsam, dilimin haince ve kötü kullanilmasina sinirleniyorsam benim icin yazilmis oldugu bile söylenebilir. Türkceyle ilgili her sorunun bir forum ortaminda konusulup tartisilmasina katilmak istiyorsam ilginc...

Keine Beschreibung.

Darbeler insanlarin yalniz toplumsal düzenini mi sarsar, ya bireysel yasamlarda yaptigi yikim Ayse, darbelerin acisini en cok cekmislerden biridir. Günün birinde aldigi bir telgrafla yollara düser. Yaptigi gece yolculugu, toplumu icin savasirken bakmayi hep ihmal ettigi yere, kendi icine bakmasina sebep olur. Icinde buldugu seyler, hic de bulmayi bekledigi seyler degildir. Sevdigi tek erkege ulasmak üzere oldugunu sanirken yolu, kendisi gibi y...

Türkcenin filozofu Feyza Hepcilingirler, kullanilan dilin insanin duygusal ve düsünsel dünyasinin göstergesi olduguna inanan bir yazar. Türkce Günlüklerinde de dili kullanirken takindigimiz tavri, özeni ya da özensizligi bu acidan ele alip inceliyor. Dildeki umursamazligimizin aslinda kültürümüze, dolayisiyla kim oldugumuzla ilgili celiskilerimize uzanan bir yol oldugunu, yaygin dil özensizliginin toplumsal, hatta bireysel bir yozlasmanin beli...

Dilimiz yasamla kurdugumuz iliskinin yansimasi oldugu icin, dilimize gösterdigimiz özen kadar özen gösteriyoruz yasamimiza da. Dilimizi kullanabildigimiz kadar düsünebiliyor, dilimizi koruyabildigimiz kadar kendimizi de tutarli bir bütün olarak koruyabiliyoruz. Üstünde durmadan, hoyratca kullandigimiz dil, yasamimizi coraklastiriyor, cöllestiriyor. Hicbir zaman derinine inemedigimiz, üstümüzde igreti duran bireyliklerimizle, gitgide anonim bir...

Genc okurlarin daha cok Türkce üzerine yazdigi titiz yazilari ve kitaplariyla tanidigi, oysa son dönem öykücülügümüzün ve romanciligimizin en önemli temsilcilerinden biri olan Feyza Hepcilingirlerin Kirmizi Karanfil Ne Renk Solar adli bu romani, 12 Eylülün sicak günlerinde sürgün edilen bir ögretim görevlisinin kendisiyle hesaplasmasinin arka planinda dönemi, bütün ciplakligiyla ve belgesel gercekliginde anlatmakta. Edebiyatinin ana malzemesin...

Bir dil ustasindan, öykücülügünün dorugunu olusturan öykülerden bir demet. Sedat Simavi Edebiyat Ödülünü kazanmis Savrulmalar, Türkcenin ve öykünün doyulmaz güzelligini yasatiyor. Oya gibi islenmis bir Türkcenin tadina varmak, usta isi öyküler okumak isteyenlere...Neden Allahi degil de Havvayi dinlemis dem Bir yanda Allahin yasak meyveyi yememe emri var, öbür yanda Havva. Hem niye Allahin dedigini degil de Seytanin dedigini yapiyor Havva Allah...

Acemilikten uzak bu ilk kitapla baslayan öykü serüveni, Hepcilingirlerin, hayata ve edebiyata bakisinin temelini koruyarak nasil gelistigini anlamak acisindan cok degerli bir belge niteliginde. Üstelik sadece yazarinin degil, Türk öykücülügünün de aldigi yolu anlamakla ipuclari sunuyor.Hayata toplumcu gercekci bir acidan bakan bu öyküler, yazarinin kaba bir siyasalliktan uzak, insani anlamayi ve anlatmayi, yasamin kendi icindeki devingenligini...

Calisan bir kadinin birey olma savasi ve bu savasin arka cephesinde 12 Eylül döneminin karanlik günleri... Hepcilingirler, genc bir kadinin onur ve kisilik savasimini anlattigi bu romaninda, bugünlere nasil gelindiginin ipuclarini veriyor.

Insanin öyküsünü cizmekte en etkin olan unsurlardan biri yasadigi yer kuskusuz. Insan büyük ölcüde yasadigi toprakla, icinde yetistigi kültürle, kullandigi dille kurar kendini. Bunun icin her gidis kendinden kopus, kendini yeniden kurma cabasinin kacinilmazligidir. Her giden yeniden kurmak zorunda kalir kendini.Usta öykücü Feyza Hepcilingirler, iste Gidiyorum ile topragindan, dilinden, kendinden gitmek zorunda kalanlarin öykülerini dile getiri...