Onu bir dönerci dükkaninda tanidim. Kiracisi oldugum zaman o bana Almanca ögretti, ben de ona Islami hem halimle, hem de dilimle anlattim.Tabii kendisi de. Hiristiyanligi ve Incili anlatmayi ihmal etmedi. Ama zaman gectikce dinimize ve kültürümüze büyük ilgi duydu. Almanyadaki komsulugumuz ve dostlugumuz bes yil sürdü. Kurani, Peygamberimizi ve tevhid inancini kabul etti. Türkiyeyi defalarca ziyaret etti. Yemeklerimize, adetlerimize, tarihi eserlerimize hayran oldu. Onun yillar süren hidayete eris sürecinde dikkat cekici bircok sey vardi. En önemlisi, sorgulayarak, arastirarak inanmasiydi. Kendisinin hayatini, yaptigimiz sohbetleri ve Islami kabul edisini kitaplastirmak istedim. Alman Doktor Herman Heller, not aldi, ben romanlastirdim. Ortaya bu eser cikti. Tamamen gerceklere dayanan bu romani okudugunuzda, dinimizin mükemmelligini bir kere daha fark edeceksiniz.